Evimize tanımadığımız, kumral, kahverengi sivri sakallı, zayıf, kahverengi ve şık giyimli genç bir erkek geldi. Ben, annem, babam ve kız kardeşim maaile kahvaltı yapmak için sabah hazırlanıyormuşuz.
Bu adam bize bir şeyler söylemeye, bir şeyler anlatmaya başladı. Ne yazık ki yarım saat önce gördüğüm bu rüyada adamın neler söylediği, adamın bizden ve benden neler istediği kısmını unuttum şimdi, hatırlayıp yazamıyorum o yüzden şimdi.
Ailem o adamın söylediklerinden üzülmüş, o adamın dediklerini yapacakmış gibi moralleri bozuk bir hal aldılar. Ben ise o adamın istediklerinden ötürü sinirlenmiştim.
-- "Kalk, kalk, kalk, kalk... Git burdan!" diye o adamı oturduğu yerden kaldırdım, evden dışarı kovdum. Ben o adamın gitmesini isterken o adam gitmemek için beni görmezden gelmiş gibi yapmak için yönünü benden başka bir tarafa döndü. Gitmeyi istemedi. Ailem de bana "Oğlum, bu adam senin başına iş açar sonra" der gibi baktılar. Ama bana bir şey de demediler o an.
Babam ve kardeşim o adamı kapıdan yolcu ettiler. Ben ise içeride annemin adama ikram edeceği çayın bardaklarını topladım. "Ona hiçbir şey ikram etmeye gerek yok ... "gibisinden söylenerek çay bardaklarını mutfağa tezgaha götürdüm. Parmaklarımı çay bardaklarına sokarak üçer tane iki elime alıp taşıdım.
Bardakları mutfağa götürürken evin bahçe kapısına doğru adamın başı eğik gittiğini gördüm. Kardeşim de o adamı kapıya kadar yolcu ediyordu. Dışarıdaki havanın ya kış mevsiminde gökyüzünün kapalı olması gibi adeta, alacakaranlık olduğunu fark ettim.Kardeşimle bir yandan konuşuyordu. "Senin abinin bu yaptığı şimdi tam bir piçlik" dedi.
Geçen yıl ben halk eğitimi merkezinde bir bilgisayar kursuna katılmıştım. Hem bugünü hem o zamanı aynı anda yaşıyormuşum. Kursa gelir giderken bana bir zarar verir mi acaba gibi düşünmeye başladım mutfakta. Aynı zamanda bugünü de yaşadığımdan, işe gider gelirken de bana bir zarar verir mi gibi de düşünmeye başladım.