“İÇ DÜNYAMIZDA OLUP BİTEN HER ŞEYİ EN OBJEKTİF BİR BİÇİMDE BİZE GÖSTEREN RÜYALARIMIZDIR.”
Kaçtığımız, görmezden geldiğimiz hemen her şey hakkında bize bilgi taşıyan rüyalarımızdır. Rüyalarımız, bilinçaltına attığımız olguları, durumları, düşünceleri bize aynen iade eden bir aracı konumundadır. İşte bunlara bakarak, bilincimizin hangi düzeyde hareket ettiğini görmemiz mümkündür. Bu anlamda, rüyalar, bilincimizi yeniden yapılandırmamıza, düzenlememize olanak vermesi bakımından çok önemlidir. Bilinci bir bütün olarak ele alacak olursak, orada olup biten her şeyin gördüğümüz rüyalarla ne kadar ilişkili olduğunu fark edebiliriz. Mesela diyelim ki bir konu üzerine araştırmalar yapıyoruz. Ve birçok bilgi kaynağına ulaştık fakat bir türlü sonucu bağlayamıyoruz. Zihnimiz bu konuyla ilgili çözümleri bulma çabası içinde hareket ederken biz belki de günlük işlerimizle meşgulüz. Gece oldu ve uyuduk. Ama zihnimiz hala ulaşmak istediği sonuçla ilgilenmektedir. Çünkü bu komutu ona bir kere vermişizdir. O ne yapıp eder, gece gündüz çalışır ve başarmak ister. Burada altını çizmek istediğim şey; gece uykudayken zihin belli şartlanmaların dışına çıkar ve daha özgür düşünür. Dolayısıyla, siz bu sonuca gece rüyanızda ulaşabilirsiniz. Buna dair rüyanızı hatırlamasanız da bu bağlantı gün içinde herhangi bir şekilde size gelecektir. Bu konuda yaşanmış pek çok deneyim vardır. Bazı bilim adamlarının buluşlarını tam uykuya daldıklarında rüya yoluyla keşfettiklerini bilmekteyiz. Aslında, yaratıcı düşüncenin bir frekansı vardır. Düşüncenin, harmonik olduğu halde yaydığı bir türü vardır ki bu da delta frekansıdır. Uyku esnasında, rüyaların frekansı da deltadır. Şunun altını ısrarla çizmek gerekir ki burada bilincin düzeyi çok önemlidir. Çünkü bilme eylemi yoksa biliş gerçekleşmez. Yani bir şeyleri açığa çıkarmak için bilincimizin hareket etmesine ihtiyaç vardır. Ve kapıyı açacak anahtarlar bilginin kendisidir. Dolayısıyla gördüğümüz rüyaların içeriği bilincimizin bir yansımasıdır.
Rüyaları önemseyin
Rüya boyutu, bilincin derlediği dış verilerin içsel olanla irtibatının sağlıklı kurulmasının mekânıdır. Bir tür bekleme ve değerlendirme yeridir. Düşündüklerimizi, hissettiklerimizi bir kez daha düşünerek ve hissederek yapılandırmamıza olanak sağlayan bu boyut, aynı zamanda hayatımızı şekillendiren bir kaynaktır. Ruhun beslenebilmesi ve varlığını devam ettirmesi; sahip olduğu ruhsal bilgiyi beden üzerinden deneylemesi ve yine bu bilgileri biyolojik kodlara dönüştürmesi bu kaynağa bağlıdır. Yaratıcı ile oluşacak bağ bu kanal üzerinden gerçekleşir. Bu hem Ben’imizi, hem Kendimiz’i hem de Yaratıcı’yı tanıyacağımız doğal bir kaynaktır. Rüyaların en önemli yanı ise farkına varamadığımız düşünce dünyamızdaki karmaşayı kendine özgü bir dille anlatabiliyor olmasıdır. Bu durum, bizim kendimizi ve çevremizi anlayabilmemiz için çok önemli bir kaynaktır.