Gerçekliğin kurallarının uygulanmadığı gizemli ve büyüleyici rüya dünyasına giriyorsunuz. Umarız Rüyada rüya, rüyalarınızı anlamanıza ve onları daha iyi kullanmanıza yardımcı olur. Rüyanızda gördüğünüz simgelerin kilidini açmanın ve yorumlamanın anahtarını bulmanıza yardımcı olmak için varız. Rüyalarınızı psikolojik olarak anlamada, kişisel ilişkileriniz hakkında daha net bir görüş edinmede, gerçek duygularınıza sansürsüz bir bakış açısı ve yaşam konularında daha iyi bir anlayış kazanacağınızdan eminiz.
Rüyalarınızın benzersiz olduğunu biliyoruz; başka hiçbir kaynak şahsi kişisel geçmişinize, duygularınıza veya deneyimlerinize sahip olamaz. Böylece, kendi rüyalarınız sadece kendi “gerçekliğinize” bağlanabilir. Bunu akılda tutarak, bir rüyayı yorumlarken kişisel hayatınızdan ve deneyimlerinizden yola çıkmak önemlidir.
Rüyalarınızı ve vermek istediği mesajı anladığınızda, bedeni, zihni ve ruhu birleştirme gücüne sahiptir. Kendi benliğiniz hakkında fikir edinmenizi ve daha fazla kendinizi keşfetmeniz için bir araç sağlar. Gerçek benliğinizi daha iyi anlayacak ve keşfedeceksiniz.
Bu konuda çalışan yüzlerce psikolog hala günümüzde bir kaç kişinin teorik akımından gitmektedir.
Kısaca bahsedecek olursak,
Alfred Adler (1870 -1937), rüyaların, uyanık yaşamlarınız üzerinde kontrol sahibi olmanın önemli bir aracı olduğuna inanır. Onlar problem çözme cihazlarıdır. Rüyalar bilinçaltından alınmalı ve yorumlanmalıdır, böylece problemlerinize daha iyi bir anlayış getirilebilir.
Psikanalizin babası olarak kabul edilen Sigmund Freud (1856-1939), Rüyaların Yorumlanması adlı eseriyle rüyalar konusundaki çalışmalarında devrim yaratır . Freud, kişiliğin patoloji ile ilgili yönlerini anlamak için rüyaları analiz etmeye başlar. Yaptığınız hiçbir şeyin tesadüfen olmadığına inanıyor; Her hareket ve düşünce bilinçaltı tarafından bir düzeyde motive edilir.
Calvin S. Hall, Jr. (1909-1985), rüyalar konusundaki çalışmasına uygun bir şekilde "içerik analizi" olarak adlandırılan özellikle rüya içeriği üzerine odaklanmaktadır . Rüyalar özünde düşünceler olduğundan, bilişsel bir süreçtir. Rüyalar, zihninizdeki erişilemez bölgelere veya bilinçdışı olarak bilinen bir bölgeye harita veya rota sağlar.
Akıl hocası Sigmund Freud gibi, Carl Gustav Jung da (1875-1960) bilinçaltının varlığına inanır. Ancak, bilinçaltını hayvansal, içgüdüsel veya cinsel olarak görmez; daha manevi olarak görür. Sonunda Jung, rüyalar üzerindeki farklı görüşleri nedeniyle Freud ile ayrılır.
Jung’a göre, rüyalar bilinçaltı ile iletişim kurmanın ve kendini tanımanın bir yoludur. Rüyalar gerçek duygularınızı bilinçten gizleme girişimleri değildir, aksine bilinçaltınıza açılan bir penceredir.
Frederick Perls (1893-1970) Gestalt terapisi duygusal boşluklarınızı doldurmaya çalışır, böylece daha sonra birleşik bir bütün olabilirsiniz. Perls, rüyaların Benliğin reddedilen veya reddedilen kısımlarını içerdiğine inanmaktadır. Bir rüyadaki her karakter ve her nesne Benliğin bir yönünü temsil eder. Sen kasırgansın, sen saldırgansın, yıkılmış bir arabasın, köprü sensin, ve tozlu kitapsın. Perls, rüyaların evrensel bir sembolik dilin parçası olduğu fikrini reddeder. Her rüyanın onu gören kişiye özgü olduğuna inanır.