Rüyamda saçımı boyatmak için kuaföre gidiyorum. Kadın saçımı yıkıyor. Param yok ne yapacağım diye düşünüyorum. Saçım yıkandıktan sonra kadından fiyat bilgisi almaya çalışıyorum. Kadın da az paraya yapamayacağını söylüyor. Çantama bakıyorum cüzdanım yok. Rüyanın devamında kuaför salonunda erkekler oluyor görüyorum. Cüzdanımı çalanları tahmin ediyorum. Bunlar baba oğul. Üsteleye üsteleye paraları nereye sakladığını öğreniyorum. İşaret ettiği yerdeki suntayı kaldırıyorum. El bezi, boyutu küçük para kadar dikdörtgen porselen süslü tabaklar var (minyatür gibi), akik boncuklar, meyve figürlü düğmeler var. O kadar hoşuma gidiyor ki tabaklardan birini cebime, akik boncuğu da göğsüme atıyorum. Sonra bir arazide oluyoruz. Çalınanları bulması için arkeolog gibi birini getirmişler. Bu adam taştan büyük bir tekerleğe elindeki alet edevatla vuruyor. Bu tekerleğin hemen yanında bir ev var kapısı demir sacla kapalı. Oradakiler bu sacı çıkartıyor. Evde bir aile var. Aynı bizim gibiler yaşlı kapalı bir kadın, yaşlı kocası ve küçük çocuklar. Bunlar islamla tanışmamış Tüklermiş. Kadın bize ümmeti Muhammed geldi diyor tebessüm ediyor. Kocasının kafasında turan çıkıntısı var. Annem evdeki erkek bebeği kucağına alıyor sıkı sıkı sarılıyor, ikimizin de gözleri doluyor. Buraya kadar hatırlıyorum.