Öğrencilerle beraber dedemlerin evine gelmişiz. Orada hayvan gübrelerinin bulunduğu bi yamaç yerde (arkadaki ahırın önünde) bir çocuk bir etkinliğini anlatıyor, bir çocuk da yerde çukurda çukurlar kazıyormuş. Çocuklar gübrelere Güneş, çukurlara gezegenlerin isimlerini verdiler (Dünyaya kaşık dediler.). Ben yamacın aşağısında, çocuklar ise yamacın yukarısındalar.
Çocuğun etkinliğini pek yapabileceğine inanamazken, bi anda çocuğun etkinliğini herkes çok beğendi. Alkışladık.
Biraz zaman geçmiş, bi insanın yüksekten yere düşme sesi duyuldu. Çok yüksek bi sesti. Ben evin diğer tarafındaki tarlalara bakıyorum. Çünkü sesin o taraftan geldiğini düşünmüşüm, babaannemin orada olduğunu düşünmüşüm. Orada boş tarlalar vardır ama rüyamda orada bi ev varmış. Sarı elbiseli biri varmış o evin önünde, ben o kişiyi görmeye çalışıyorum ağaçların arasından. Bu arada bu düşen kadının sesleri duyuluyor. Sonra o evden birkaç kişinin dedemlerin evine doğru koşmaya başladığını görünce ahırın arkasına doğru baktım. Herkes toplanmış, birini tutmuş, getiriyorlar. Galiba o düşen kadın, babaannemmiş.