Ben bir köy okulunda sınıf öğretmeniyim. Ruyamda sınıftaymışım. Hava ya akşam olmak üzereymiş gibi ya da kışın hava kapalıymış gibi karanlık. Lakin öğle vaktiymiş çünkü ben öğle yemeğimi yiyormuşum sınıfta sıranın üzerinde ayakta duruyorken. Ben yemeğimi, pişirdiğim tencerenin içerisinden yerim de.
Okulun bahçesine bir araç gelmiş, sesini duyuyorum. İçinden birkaç kişi inmiş, belki 6 - 7 kişi. Sınıfa geleceklerini, aralarındaki konuşmalardan anlıyorum. Sınıfın kapısından içeriye girdiler. bir şey dikkatimi çekti. Galiba, bulgur pilavı yiyormuşum. Bu yemeğin üzerinin kalın kumlarla kaplı olduğunu fark ediyorum. Nasıl oldu böyle diye düşünüyorum. Plastik kaşığımla yemeğin üstündeki kumları bir tarafa çekmeye çalışıyorken bakıyorum ki yemeğim kalın kumlara dönüşmüş. Karıştırıyorum yemeğimi, hepsi kalın kum olmuşlar.
Ardından, bir de baktım ki benim ortaokuldaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenim de onların arasında. Onu görünce çok mutlu oluyorum. Derler ya, sevinç delisi olmak diye. Öyle olmuşum. Hocamın elini öptüm.