Zihnin buzdağı
Psikanalizin babası ve Düşlerin Yorumu adlı kitabın yazarı Sigmund Freud, rüya çalışmalarının tedavi edici bir yönde kullanımını yaymak için çok büyük işler yapmıştır. Fikirlerinin birçoğu şimdi her ne kadar eski görünse de psişik modeli yüz yıl önce olduğu gibi şimdi de faydalıdır.
Freud’un teorileri zihni, üstünde görüneninden çok daha fazlasının altında olduğunu bildiğimiz bir buzdağı olarak düşünmemize neden oldu. Bu kıyaslama Freud’un bilinçaltı ve bilinç ayırımının temelini oluşturdu. Freud zihnin hemen algılanan kısmının, yani “bilinçli zihnin” çok küçük bir kısım olduğuna ve zihnin büyük bir bölümünün bilinçaltından -yüzeyin altında gizlenen kısım- oluştuğuna inandı. Çoğu insan, kendisinin yalnızca bilincinde olduğu şeylerden ibaret olduğuna inanır: düşünceleri, hisleri, inançları ve algıları gibi. Ancak bunlar aslında kim olduğumuzun çok küçük bir parçasıdır. Üzücü bir şekilde, çoğumuz yaşamlarımız boyunca sadece yüzeyde görebildiğimiz dalgalanmalarla sınırlanıp, aslında bu yüzeyin altında yatan zihinsel enerjinin güç merkezinin farkında olmadan uyurgezer bir halde dolaşırız.
Bilinçaltı, uyanık durumdaki sınırlı erişimi olan bilinçli zihne oranla, müthiş bilgi birikimleri içerir (şimdiye kadar yaptığımız, söylediğimiz, duyduğumuz veya gördüğümüz her şeyi). Buzdağı imgesini kullanarak, gözlemlenebilir ve mantıklı farkındalığımıza uygun olan bilinçli zihnin beynimizin yaklaşık olarak %10’unu, bununla birlikte genellikle fark edilmeyen ve görünürde mantıkdışı -bilincimize göre mantıkdışı olmaktan bahsediyoruz- içeriklerden oluşan bilinçaltının da %90’ını oluşturduğunu gözümüzde canlandırabiliriz.
Peki, bilinçaltını keşfetmenin en kolay yolu nedir? Rüyalarımızdır. Rüyalar öncelikle bilinçaltından oluşur ve kaynaklanır. Bu yüzden rüyalarımızı keşfetmek bilinçaltımızı keşfetmektir. Lüsid rüya bu keşfi bir adım öteye taşır. Çünkü bir defasında hipnoterapi uzmanı Valerie Austin’in bana söylediği gibi, lüsid rüya, “bu verilere mantıklı, bilinçli zihnimiz tarafından ekleme yapılmadan, doğrudan bilinçaltımız ile erişim” imkânı sağlar.
Asıl kapasitemiz bize görünmek için beklemektedir ve meditasyon, kendi kendini hipnotize etme, enerji çalışmaları ve tabii ki lüsid rüya gibi zihin egzersizleri yapmaya başladığımız zaman buzdağının ne kadar derinlere indiği fikrini hemen anlamaya başlarız.