Öncelikle günaydın :)
Bu rüyamdan önce misafir olarak bir rüyamı yazdım yorumlara ama sitenin bir kaç şeyini okudum yorumlanmayabilirmiş o yüzden bende üye oldum, acaba o rüyamı tekrar yazayım mı buraya sormak istedim.
Bu yeni rüyam;
rüyamda erkek öğretmenlerdimden birisi mağaza mı ne açmış bizde gitmişiz yanımda yanlış hatırlamıyorsam anneannem vardı öyle bakıyor kıyafetlere ama biraz eski kıyafetlere benziyor ve zaten fazla bir şey yoktu yeni açıldığı için sanırım. Bir şey alıcaktı sanırım vazgeçti bıraktı bir şeyi mi ne vardı. Ben bir etek buluyorum uzun siyah göstericektim ama etekte leke vardı, çamaşır suyuydu sanırım bırakıyorum eteği geri ve öğretmenin yanına gidip bir şey söyleyip çıkıyoruz. Yanımdaki kişi arkadaşım oluyor, biraz ilerdikten sonra telefonuma bakıyorum eski sevgilim bir kızla canlı yayın yapıyormuş bildirim geldi öyle. İsimlerini de gördüm, kızın adı ayşeydi sanırım. Ben arkadaşıma senden girelim canlısına benim şarjım çabuk bitiyor sana kendi internetimi de açarım diyorum tamam diyor. Kendi internetimi açtım şifreyi söylüyorum "s01s08" sanırım böyle bir şey söylüyorum sonra arkadaşım şifreyi yazıyor. Yazdıktan sonra hadi gir diyorum arkadaşım da bak bi hala canlıdaysa girelim diyor bakıyorum ama kapatmış canlısını o yüzden giremiyoruz. Ama hikaye atmıştı onlara bakıyorum, bir kızla fotoğraf çekilmiş onları paylaşmıştı, kız onun sevgilisiydi, kızıl saçlıydı. Altına ise "kokun, gülüşün..." falan tarzında bir şey yazmıştı ben arkadaşım yanımda diye o hikayeleri hızlıca geçiyordum. Sonra bir anda evde buldum kendimi, yanımda annem vardı, ben hikayelerine bakıyorum hala. O kız, eski sevgilim ve onun arkadaşı video çekmişler onu izliyorum gayet de mutlulardı. Ben anneme anlatıyorum tabii annem bakıyor ama tebbesüm ediyor bir şey demiyor. Sonra tek fotoğrafını gördüm, saçının sadece arkasının bir kısmını toplamıştı ve oda saçını kızıla boyamıştı. Birde saçı ıslaktı ve üstünde kırmızı beyazlı kareli bir şey vardı hamamdaydılar sanırım. Normal gönderi olarak paylaştığı fotoğraflar baya bir beğeni almıştı 1000'lerde falan. Birde bir yazı paylaşmıştı okuyorum o yazıyı ama tam hatırlamıyorum şuan başı şöyleydi "yıkılan türbeye bile yalandan çare arama sen." Sadece bu sözü hatırlıyorum 4 satırlıktı ama böyle kırgınlık varmış gibi bir sözdü. Ben sinirleniyorum biraz, anneme sesleniyorum annemde diğer odada telefonla konuşuyordu, yanında ise babam vardı ve akrabadan bir abi vardı telefonla oyun oynuyorlardı. Paylaştığı sözün arkası siyah kırmızı karışımı bir renkti ve kalp de vardı sözün içinde değil ama. İşin garip tarafı ise ben o sözü telefonda görüp telefonda okuyorum ama biraz büyük beyaz bir resim defterine yazılmış bir şekilde anneme götürüyorum. Diyorum ki anne bak ne yazmış ne atmış ya, annem bana gözüyle babamı işaret ediyor, sus baban duymasın diye. Elinden telefonu bırakıyor resim defterini alıp bir tarafını kendine döndürüp okuyor babamlar görmesin diye ve yine bir şey söylemiyor bana gülümsüyor tebessüm ediyor. O abide başını kaldırıp bana bakıyor. Ben kendi odama geri gidiyorum, arkadaşıma yazıyorum o sözü arkadaşıma da atıcaktım ama arkadaşım bana dersle alakalı bir şey söyledi. Öyle kaldı sanırım ama bir söz paylaşmış demiştim.